Sonra hamile kaldım; radyoda duyup kendime ilk halkalı bebekucaklarımı* diktim. Çok heyecanlandım!
Anne olduktan sonra ise geleceğe dair sorumluluğumun yükü bir hayli arttı. Değiştirilmesi gerekenler o kadar devasaydı ki, "gücüm yetmez" bahanesiyle biraz daha oyalandım.
Sonra usul usul ilk menstural kapımı dunyayikurtarankadinlar.blogspot.com'dan edindim; o ara ilk yıkanabilir yerli pedlerimi aldım. Ne rahat, ne zararsızlardı!
"Dünyayı kurtarıyoruz beyler!" şiarını ik gördüğümde biraz sevimli biraz aşırı iddialı gelmişti. Ama sonra baktım, gerçekten Dünya'nın "kurtarıcılar"a ihtiyacı var ve damlalar birikip koca dağları devirebilir...
"Yerel, yatay, yavaş" bir hayatın kurgulanmasında var olmak için; yeni nesillerin hayatlarında sevginin ve sorumluluğun yer almasını ilk günden itibaren kolaylaştırmak için Kuzo'yu kurdum.
Yol çok uzun, ama hele biz bir çıkalım, değil mi?
Çiğdem G.D.
* Anakucağı deme yatkınlığını görünce, babalar, dayılar, amcalar, dedeler ne güne duruyor deyip "bebekucağı"nı kullanıma sokmaya karar verdim, çalışmalarım sürüyor.
tebrikler güzel blog
YanıtlaSilGüzel bir makale olmuş tebrikler.. kolay tatlı tarifleri
YanıtlaSil