DÜNYAYI KURTARAN KADINLARDA ARA

21.7.13

#direnmenstruasyon

Son yazıdan beri inanılmaz şeyler oldu ve oluyor. Kadınlar en güzel yazlık elbiseleriyle biber gazı yediler, polislere çiçek verdiler, TOMA'ların önünde dimdik durdular ya da göbek attılar, gelene geçene talcidli su sıktılar, dolma yapıp parklarda dağıttılar, forumda aşık oldular, takas masaları kurdular, armağan çemberleri düzenlediler, yerlerde sürüklendiler, komaya girdiler, gözaltında tacize uğradılar, oğulları öldü, sevgililerinin gözü çıktı ve hala direniyorlar!

Bugün Nihan'ın yazdığı ileti bana bunları hatırlattı; "Kadınlar dünyayı kurtarıyor, kesin bilgi!" :)

Bilenler biliyor, dünyayı kurtarmaya biz kendi vücudumuzdan başlamıştık. Biraz oraya geri dönüp son zamanlarda yaptığım çeşitli sohbet ve yazışmalarda tekrar tekrar açılan menstruasyon akıntısının "kirliliği" konusunda bir yazı yazmak istedim.

Tekrar kullanılabilen menstruasyon ürünleri bazı kadınları rahatsız eden bir fikir. Bunun çok çeşitli fizyolojik, psikolojik, kültürel nedenleri olabiliyor. Karşılaştığımız başlıca gerekçe ise menstruasyon akıntısının kirli, kötü kokan, iğrenç bir şey olması ve bununla temasın en aza indirilmesi arzusu. Aslında böyle düşünmeyen kadınlarla tanıştıkça bu kadar çok olmamıza şaşırıyoruz. Ama hala birçok kadın adet kanamasının bir metabolik atık olduğu ve istenmeyen maddeler, mikroplar falan içerdiği fikrinde. İdrarın vücuttan çıkarken steril olduğunu pek azımızın bildiği gibi, menstruasyon akıntısının da tamamen steril olduğunu bilmeyenimiz çok. Hani okulda öğrendiğimiz kirli kan vardı ya, o zavallının da tek suçu CO2 taşımak!

Bilimsel olarak menstruasyon akıntısının nelerden oluştuğunu anlatan Türkçe kaynaklar neyse ki var. En kısalarından biri http://www.jinekolojivegebelik.com/2011/01/adet-kani-nereden-gelir.html. Yani adet kanaması denen şey rahim duvarını oluşturan steril akyuvarlar ve steril döllenmemiş yumurta ile birlikte pıhtılaştırıcı maddelerden arınmış bir miktar steril kan ve steril vajinal sıvılarımızdan oluşuyor, nokta.

Rahim bir iç organ ve dolayısıyla steril. Vajinamız dışarıya açıldığı için kirli olduğunu düşünebilirsiniz ama aslında tam da bir açıklık olduğu için üreme organlarımızı korumakla görevli, yani temizliği sağlamak için özel bir mekanizması var. Salgıladığı sıvılarla ortamı biraz asidik hale getiriyor ve sadece belirli bakterilerin yaşamasına izin veriyor (vücudumuzdaki hücrelerin %90'ının bakteri, %10'unun ise bize ait hücreler olduğunu, bakteriler olmadan vücut işlevlerimizin büyük bölümünün duracağını hatırlayalım).

Bu arada antik kültürlerde kutsal, sihirli, doğa üstü, şifalı sayılan bu akıntının ataerkil kültüre geçişle kirli, zararlı, istenmeyen bir şey haline gelişini çok detaylı bir şekilde anlatan şöyle bir yazı buldum ama biraz uzun olduğu için şimdilik İngilizce olarak paylaşabiliyorum.

Madem menstruasyon akıntısı temiz neden kötü kokuyor? Bu soru çok işime geliyor çünkü konuyu hemen tek kullanımlık menstruasyon ürünlerinin ne kadar kötü olduklarına getirebiliyorum :)

Aslında biz kadınlar bunun cevabını iyi biliyoruz. Kötü kokan şey o üstünde çiçek resimleri olan o parfümlü ped değil mi?

1940'lı yıllarda piyasaya sürülen (yani kadınlar binlerce yıl bunlar olmadan yaşamış, Türkiye'de de 80'li yıllara kadar pek ortalıkta yoklardı) sentetik ped ve tamponlar akıntıyı emiyor ve hapsediyorlar. Sentetik ürünlerde hapsolan kan kuruyamıyor. Sıcak, ıslak, ama artık asidik de olmayan bu ortamda vücudumuzda normalde üreyemeyecek olan bakteriler üremeye başlıyorlar ve bu yüzden ped ve tamponlarımızdan kötü bir koku alıyoruz. Eğer tamponumuzu değiştirmeyi bir süre unutursak bu bakteriler nedeniyle TSS denen bir zehirlenme durumu ile karşılaşıyoruz. Tampon ve pedlerde ultra hiper müthiş temizlik hissi vermek için kullanılan parfüm ve beyazlatıcılar da bu sürece katkıda bulunuyor.

O zaman alternatiflerimizi hatırlayalım mı?

-Yıkanabilir kumaş pedler sadece kumaş olduğu için akıntı emilip kurumaya başlar ve bakteri üremesi minimum olur (kendiniz dikebilir ya da şimdilik Etsy'den, umuyoruz ilerde bizden edinebilirsiniz)
-Menstruasyon kapları emici olmadığından 8-12 saatte bir boşaltıp yıkadığınız sürece bakteri üremesi minimum olur, emilim ve izolasyon olmadığından TSS riski yoktur.
-Deniz süngerleri doğal lif olduğu için bakteri üremesi minimum olur
-Tek kullanımlık pamuklu ped ve tamponlar da yine doğal liflerden yapılır  

Biz kumaş pedle ve menstruasyon kabıyla hiç bir kötü koku oluşmadığını bizzat deneyimledik. Siz de deneyimlerinizi e-posta ya da yorumlarla paylaşırsanız seviniriz.

Menstruasyonla barışık hayat bir harika dostum :)

Popüler Yayınlar